-
1 زعيم
زَعِيم1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. emirAnlamı: kumandan, önder3. albayAnlamı: rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay4. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef5. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı6. kumandanAnlamı: komutan, önder7. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan8. önderAnlamı: lider, şef9. başkan10. bey11. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan -
2 رب
Iرَبّ1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. haizAnlamı: bir şeyin sahibi, malik3. emirAnlamı: kumandan, önder4. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı5. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef6. kumandanAnlamı: komutan, önder7. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan8. tanrıAnlamı: allah, ilah9. mevlâAnlamı: tanrı10. mabutAnlamı: kendisine tapınılan varlık11. egeAnlamı: bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu olan kişı12. ehilAnlamı: sahip, malik olan13. egemenAnlamı: bağımlı olmayan, hükümran, hakim14. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi15. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibar16. başkan17. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan18. beyIIرَبَّ1. genellemekAnlamı: tamim etmek2. eğitmekAnlamı: terbiye etmek, öğretmek3. biriktirmekAnlamı: toplayıp yığmak4. cemetmekAnlamı: toplamak, bir araya getirmekرُبَّbelkiAnlamı: muhtemel olarak, olabilir ki -
3 شيخ
Iشَيْخ1. senatörAnlamı: senato üyesi2. kartalozAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin3. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse4. kocaAnlamı: yaşlı, ihtiyar5. geçkinAnlamı: ihtiyarlamaya yüz tutmuş, geçmiş6. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı7. kartAnlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış8. kumandanAnlamı: komutan, önder9. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef10. kartaloşAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin11. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan12. yaşlıAnlamı: yaşı ilerlemiş13. ihtiyarAnlamı: yaşlı kimse14. bey15. başkan16. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvanIIشَيَّخَyaşlanmakAnlamı: yaşı ilerlemek -
4 متبوع
مَتْبُوع1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. emirAnlamı: kumandan, önder3. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef4. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı5. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan6. mösyö7. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan8. başkan9. bey10. efendiAnlamı: özel adlardan sonra kullanılan bir unvan, (bey) gibi11. centilmenAnlamı: iyi arkadaşlık eden, görgülü, kibar -
5 رئيس
رَئِيس1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. emirAnlamı: kumandan, önder3. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı4. kumandanAnlamı: komutan, önder5. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef6. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan7. başkan8. bey9. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan -
6 ريس
رَيِّس1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. emirAnlamı: kumandan, önder3. kumandanAnlamı: komutan, önder4. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef5. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı6. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan7. bey8. başkan9. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan -
7 قائد
قائِد1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef3. kumandanAnlamı: komutan, önder4. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı5. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan6. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan7. başkan8. bey -
8 قطب
Iقَطَبَ1. genellemekAnlamı: tamim etmek2. cemetmekAnlamı: toplamak, bir araya getirmek3. biriktirmekAnlamı: toplayıp yığmakIIقُطْب1. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse2. eksenAnlamı: mihver, merkezi olan3. komutanAnlamı: bir asker topluluğunun başı4. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef5. kumandanAnlamı: komutan, önder6. mihverAnlamı: eksen7. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan8. medarAnlamı: dönence9. başkan -
9 إمام
إِمَام1. imamAnlamı: müslümanlıkta mezhep kuran2. dayıAnlamı: bir kimsenin kayırıcısı olan, sözü geçer kimse3. emirAnlamı: kumandan, önder4. liderAnlamı: yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder, şef5. başbuğAnlamı: eski türklerde baş, başkan, komutan6. imamAnlamı: cemaate namaz kıldıran7. hocaAnlamı: müslümanlıkta din görevlisi8. başkan9. bayAnlamı: bey yerine kullanılan bir ünvan -
10 باش
Iبَاش1. emirAnlamı: kumandan, önder2. başkanIIباشّ1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu3. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan4. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun5. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç6. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli7. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz8. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan9. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. neşeliAnlamı: sevinçli, şen14. gönenmekAnlamı: mutlu, mesut olmak15. şenAnlamı: sevinçli, neşeli16. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut -
11 حاكم
Iحاكَمَ1. kadıAnlamı: yargıç, hakim2. yargılamakAnlamı: (yargıç) bir karara varmaka için davalı ve davacıyı dinlemek, muhakeme etmekIIحاكِم1. hükümranAnlamı: egemen, hâkim2. mütehakkimAnlamı: zorbalık eden3. kadıAnlamı: yargıç, hakim4. otoriterAnlamı: yetkili, sultalı5. yargıçAnlamı: adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim6. başkan7. egemenAnlamı: bağımlı olmayan, hükümran, hakim
См. также в других словарях:
başkan — is. 1) Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse, reis Ailede başkan odur, kararları o alır. H. Taner 2) Bazı ülkelerde devletin ve hükûmetin başı Birleşik Sözler başkan vekili başkan yardımcısı asbaşkan eş başkan … Çağatay Osmanlı Sözlük